22 Şubat 2009 Pazar

SOYAĞACI ARAŞTIRMASI


Osmanlı'da okuma yazma oranı çok düşüktü. 19. yüzyılda tüm imparatorluk sınırları içinde okuryazarlar yüzde 7-8 civarındaydı ve bunun yarısını gayrımüslim teba oluşturuyordu. Okuryazar müslümanların neredeyse tamamı erkeklerdi ve Devlet hizmetinde çalışırlardı.

Okuryazarlık bu kadar düşük olunca, toplumdaki genel kültür seviyesi de doğal olarak düşüktü. Dolayısıyla, aile tarihi yazımı gibi soyağacı hazırlama çalışmaları da çok yetersizdi. Aile içinde okuma yazma bilen birisi varsa, doğum ve ölüm tarihlerini evdeki Kuran’ın arka sayfasına yazardı. Bunun yanında, soyağacı araştırması için gerekli olan kaynaklar da çok sınırlıydı.

Ben kendi ailemin ve ona bağlı olan diğer ailelerin soyağaçlarını hazırlarken bugünden başlayarak önce kuşakları tesbit ettim. İlk olarak, kendi bilgilerimden yola çıkarak kuşaklarda yer alan aile bireylerimi tesbit ettim. Daha sonra, ailenin yaşayan yaşlılarının bilgisine başvurarak soyağacı taslağındaki noksanları tamamladım.

Burada şu hususu belirtmeliyim. Önce en az iki ayrı soyağacı hazırlayacağınızı düşünerek yola çıkmalısınız; biri babanız tarafından, diğeri anneniz tarafından soyağaçları. Eğer elinizde yeterli bilgi varsa veya bilgilere ulaşma imkanınız bulunuyorsa, babanızın da anne tarafından ve baba tarafından, annenizin de anne ve baba tarafından soyağaçlarını düzenleyebilirsiniz. Böylece, sizden geriye giderek dört ayrı soyağacı dalı çıkarmış olursunuz. Hatta bu çalışmanızı, gerekli ve yeterli bilgiye sahipseniz, bir üzüm salkımı gibi genişleterek ilerletebilirsiniz.

Ailenizdeki mevcut bilgileri toparladıktan sonra ilk başvurulacak kaynak, nüfus kayıtlarıdır. Nüfus kayıtları Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tutulmaktadır. Başvurulacak yer, her il ve ilçedeki nüfus müdürlükleridir. Buradaki kayıtlar, son yıllarda uygulamaya konulan Mernis (Merkezi Nüfus İdare Sistemi) kayıtlarıdır. Herhangi bir nüfus müdürlüğüne nüfus cüzdanınızla başvurarak annenizin ve babanızın, onların anne ve babalarının nüfüs kayıtlarını alabilirsiniz.

Nüfüs Müdürlüklerinden talep edeceğiniz belgenin adı “Nüfus Kayıt Örneği” olup, başvurunuz sırasında, belgeyi herhangi bir kuruluşa vermek üzere talep ettiğinizi belirtmelisiniz. Ayrıca, yine başvurunuzda, yedi ayrı nüfus kayıt belgesi istediğinizi de belirtmelisiniz:

-Kendinize ait Nüfus Kayıt Örneği
-Annenize ait Nüfus Kayıt Örneği
-Babanıza ait Nüfus Kayıt Örneği
-Annenizin annesine ait Nüfus Kayıt Örneği
-Annenizin babasına ait Nüfus Kayıt Örneği
-Babanızın annesine ait Nüfus Kayıt Örneği
-Babanızın babasına ait Nüfus kayıt Örneği

Bu belgelerden, kendinizden başlayarak geriye doğru dörder kuşağı içine alan baba ve anne tarafınızdan soyağaçlarınızı elde etmiş olursunuz.

Cumhuriyet tarihimizde ilk nüfus sayımı 1927, ikincisi 1935 yılında yapılmıştır. Sonraki her beş yılda düzenli olarak nüfus sayımı yapılmış ve Mernis projesinin uygulamaya konulmasıyla birlikte bugün bütün nüfus müdürlükleri elektronik ortamda birbirine bağlanmıştır.

Buna karşılık, Osmanlı döneminde düzenli nüfus sayımları yapılmadığından kişilerin düzenli, doğru ve güvenilir nüfus kayıtları tutulmamıştır. Osmanlı döneminde ilk nüfus sayımı 1831 yılında yapılmıştır. Bugünkü anlamda ilk “Genel Nüfus Yazımı” ise 1905 tarihindedir. Bu kayıtlar, aynı zamanda bugünkü Mernis Projesinin ilk kayıtlarıdır. Bir başka deyişle, nüfus müdürlüğünden 1900 yılının başlarından bugüne kadar olan kayıtları elde edebilirsiniz.

Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı sırasında ve 1924 yılındaki Nüfus Mübadelesi sırasında Türkiye’ye göçmüş kişilerin nüfus bilgileri, ancak 1926 yılında başlayan nüfus kütüğü çalışmaları sonucunda 1927 yılındaki nüfus sayımında kayda geçirilmiştir. Dolayısıyla mübadil ailelerin, mübadeleden önce ölmüş aile fertlerinin nüfus kayıtları Mernis sistemi içinde bulunmamaktadır.

1900 yılından önceki yıllara ait kayıtlara ulaşılabilir miyiz? Bu soruya olumlu cevap verebilmek çok zordur. Zira, 19. yüzyılda Osmanlı toprağı iken daha sonra elden çıkan topraklarda doğmuş ve yaşamışlara ilişkin kayıtlara ulaşmak şu anda mümkün değildir. Ancak, şu anki sınırlarımız içinde yaşamış atalarımızın bazılarının kayıtlarına ulaşılabilir. Onlar da, ya bir vakfın sahibi olan aileden gelenler, ya da gayrımüslim olarak kilise kayıtlarında yer alanlardır. Bunların dışında, Kırım Savaşı sonrasındaki askeri kayıtlarda yer alan bir kısım askerlerin de Genelkurmay arşivlerinde kaydı bulunabilir. Anlaşılacağı üzere, tüm bu kişiler, çok sınırlı sayıdadır. Çok geniş bir kesimin ailelerinin, 19. yüzyıl ve daha öncesine ait kayıtlarını bulmak mümkün görülmemektedir.

Ben de, çalışmalarımda, ailemin, en erken 1850 yılına kadar olan yedi kuşağının bilgilerine ulaşabildim. Ama, bu konudaki her yeni gelişmeyi, her yeni bilgiyi takip etmeye çalışarak, soyağacı bilgilerimin daha da gerilere götürülebileceğine inanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder