30 Mayıs 2011 Pazartesi

İRAN ŞAHI SAMSUN'DA

1920’li yıllarda Mustafa Kemal Paşa ve Mustafa Kemal’in Türkiyesi, birçok doğulu lidere örnek teşkil etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkan ve paylaşan Batılı devletlere karşı direnen, üstelik büyük bir askeri başarı da kazanan Mustafa Kemal, yeni devletin cumhurbaşkanı olduğunda, öncelikle doğulu komşularının hayranlığını kazandı. 1928’de Afgan Kralı Amanullah Han ve 1931’de Irak Kralı Faysal Ankara’ya gelerek yeni devleti ziyaret etmişlerdi. (1)

İran’da saltanatı Kaçar hanedanından devralan Şah Rıza Pehlevi’nin de Ankara’yı ve Atatürk’ü ziyaret etmek istediği biliniyordu. (2) Atatürk de, 1932’de Tahran’a büyükelçisi olarak atanan Hüsrev (Gerede) Bey’e, Şah ile görüşmek istediğini bildirmişti. (3) Bu ziyaret, iki yıl sonra, 1934 yılının Haziran ayında gerçekleşti.

Şah, Türkiye ziyareti için 3 Haziran 1934 tarihinde Tahran’dan ayrıldı ve 10 Haziran günü Gürbulak sınır kapısından Türkiye’ye geçti. Rıza Şah’ın heyeti, başbakanı ve üç ordu komutanı dahil, yirmi kişiden oluşuyordu.

Şah’ı sınırda, 3. Ordu Müfettişi Ali Sait ile Kolordu Kumandanı Kemal Paşalar, Beyazıt Kaymakamı İmadettin Bey, Cumhurbaşkanlığı Yaveri Cevdet Bey ile Hariciye Vekaleti 3. Daire Şefi Kemal (Köprülü) Bey’den oluşan bir heyet karşıladı. (4)

Otomobillerle Iğdır ve Kars üzerinden 12 Haziran’da Erzurum’a gelen İran Şahı ve beraberindekiler geceyi 3. Ordu’nun tesislerinde geçirdi. Kafile ertesi sabah Gümüşhane’ye hareket etti. Öğle yemeğini Bayburt’ta yiyen Şah, akşam üzerine doğru Gümüşhane’ye ulaştı ve geceyi burada geçirdi. (5)

Şah’a refakat etmek üzere Atatürk tarafından görevlendirilen Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü (Aras) ile daha önceden Ankara’ya dönen Tahran Büyükelçisi Hüsrev (Gerede) Beyler, heyeti Maçka’da karşıladı. Daha sonra Trabzon’a gelindi. Burada Şah’ı büyük bir kalabalık karşıladı. Askeri tören kıtasını selamlayan Şah ile beraberindekiler Yavuz zırhlısına binerek, iki muhribin eşliğinde Samsun’a hareket etti.

Karşılama töreni için süslenen iskele ve kurulan tak

Şahın gelişi şerefine, karaya çıkacağı iskeleye bir tak kurulmuş ve üzerine “safa geldiniz” ibaresi yazılmıştı. Tak’ın sağına ve soluna Türk ve İran bayrakları asılmıştı.

Samsun’da Şah’ı 15 Haziran sabahı Vali Arif (Akgün) Bey ve diğer resmi görevliler ile şehrin ileri gelenleri karşıladı.




İran Şahı Samsun’da kendisini karşılamaya gelenleri selamlıyor





Şah ve beraberindekiler iskeleden istasyona geldi. Şah’ın geçtiği Hükümet Caddesi’ndeki binalar Türk ve İran bayrakları ile süslenmişti.





Türk ve İran bayrakları asılan Hükümet Caddesi’ndeki Lüks Otel ve Kefeli Apartmanı

Atatürk, Rıza Şahı Ankara’ya getirmek üzere, kendi özel trenini Samsun’a göndermişti. İran heyeti ile refakat eden Türk heyeti trene bindiler. Şah, özel trenin son vagonun arkasındaki sahanlığa çıkarak kendilerini uğurlamaya gelen Samsunluları selamladı.





İran Şahı uğurlamaya gelenleri selamlıyor







Tevfik Rüştü ve Hüsrev Beyler trende

İstasyonda Şah’ı Ankara’ya yolcu etmek üzere büyük bir kalabalık toplanmıştı. Özel tren, halkın “teşyi ve tezahürat” nidaları arasında yola çıktı.

İran Şahı’nı Ankara’ya uğurlayan Samsunlular




16 Haziran’da öğleden sonra Ankara’ya varan Şah’ı istasyonda Atatürk karşıladı. Resmi karşılama töreni, Atatürk’ün de katılımıyla burada yapıldı. (6)



Akşam, Çankaya Köşkü’nde Şah’ın onuruna bir yemek verildi. Ertesi akşam ise, Atatürk’ün bu ziyaret için bestelenmesini istediği Özsoy operasının ilk temsiline iki devlet başkanı ile Başbakan İsmet İnönü ve kalabalık bir davetli grubu katıldı.



Şah, sadece Ankara’yı ziyaretle kalmadı. Atatürk ile Rıza Şah, birçok ili ziyaret ettiler, fabrika ve tesisleri gezdiler, askeri tatbikatlara katıldılar.



Şah için resmi uğurlama 2 Temmuz’da Ankara Garı’nda yapıldı. Şah ve beraberindeki heyet, Ankara’dan Samsun’a trenle, Samsun’dan Trabzon’a bir Türk savaş gemisiyle, Trabzon’dan Gürbulak’a da karayolu ile gitti ve 6 Temmuz’da Gürbulak’tan İran’a geçti. (7)



Dönüş yolunda Şah’a yine Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey refakat etti. Yanında bu sefer, Hüsrev Bey’in yerine Tahran’a yeni atanan büyükelçi Enis (Akaygen) Bey vardı.



Ziyaretle ilgili Türk basınında çıkan günlük haberlerden başka, dış basında da haber ve değerlendirmeler yayınlandı. 16 Haziran 1934 tarihli Times ile 21 Haziran 1934 tarihli Near East India adlı gazetelerinde, Rıza Şah’ın Türkiye ziyaretinin büyük önem taşıdığına ilişkin yazılar çıktı. (8) Gerçekten de, bu ziyaret, 1937 yılında imzalanan Sadabat Paktı Antlaşması’na giden yolda önemli bir kilometre taşı olmuştur. (9)



2 Ekim 1935’te Cenevre’de Türkiye, İran ve Irak arasında bir saldırmazlık anlaşması parafe edilmiş, buna daha sonra Afganistan da katılmış ve nihayetinde 8 Temmuz 1937’de Tahran’daki Sadabat sarayında imzalanan dörtlü anlaşma ile Sadabat Paktı oluşturulmuştur.
___________________________________________________
1 Bilal N. Şimşir, Atatürk ve Yabancı Devlet Başkanları I, Ankara, 1993, s.20-24
2 Günay Çağlar, “Atatürk’ün Tahran Büyükelçisi Hüsrev Gerede Zamanında Türkiye-İran İlişkilerine Bir Bakış”, IV. Uluslararası Atatürk Kongresi, Ankara, 2000
3 Hüsrev Gerede, Siyasi Hatıralarım I İran (Ağustos 1930-Haziran 1934), İstanbul, 1952
4 Hakimiyet-i Milliye, 12 Haziran 1934, Sayı 4628
5 Cumhuriyet, 15 Haziran 1934, Sayı 3626
6 L. Hilal Akgül, “Rıza Han’ın (Rıza Şah Pehlevi) Türkiye Ziyareti”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, İ.Ü. Atatürk İlkeleri ve Inkilapları Enstitüsü Yayını, 2005, Sayı 7, s. 1-42
7 Ahmet Özgiray, “İngiliz Belgeleri Işığında Türk-İran Siyasi İlişkileri (1920-1938)”, E.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi
8 Meliha Anbarcıoğlu, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İran’da Yapılan Reformlar”, A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Doğu Dilleri, Cilt III, Sayı 4, s.20
9 Namık Sinan Turan, Doç. Dr., “Atatürk Dönemi Dış politikasında Ortadoğu’nun Yeri Üzerine”, Ortadoğu Etüdleri, Ocak 2010, Cilt 1, Sayı 2, s.176