14 Ocak 2010 Perşembe

KÜÇÜK ÇİÇEK


Bütün suçu
Yaşama nedeni bilememekti
Çünkü küçük çiçek
O zamana dek
Tanımamıştı
Ne bir arı ne bir kelebek

Bir gün
Arıyı gördü ilk kez
Sokuldu arı çapkıncasına
Kırk yıllık ahbapmış gibi
Geldi kondu çiçeğe
Kirli ayaklarıyla çiğnedi
Çiçeğin binbir zahmetle
Dokuduğu halısını
Bir de bunlar yetmezmiş gibi
Kanını emmeye başladı
Doğrusu
Dayanılır gibi değildi artık
Çiçek güçlü yapraklarını
Örttü birbiri üzerine
Yaşamın sarhoşluğunda
Boğuverdi arıyı
O günden sonra
Yaklaştırmadı kimseyi yanına

Günler birbiri üstüne düştü
Güneş kayboldu bulutların arkasında
Yağmur daha bir büktü belini çiçeğin
Karların beyazlığında uykuya dalarken
Suçunu bile bilmemekteydi
Küçük çiçek.


GÖZLERİN


Ay ışığında gözlerini gördüm
Çırılçıplaktı
Bakışların vardı duru beyaz
Uysal bir ırmak gibiydi gözlerin
Derinleri boştu bomboştu
Enginlere açılmak geçerdi içimden
Boğulmak korkusu yoktu dudaklarda
Sularla boğuşmak gelirdi aklıma
Sonra bakışların gelirdi
Buzlar çözülürdü yavaştan.

Gözlerinin derinlerinde seni gördüm
Enginlerde beyazlık bitmez gibiydi
Ya da bana öyle gelirdi
Bakışların sıcağın olurdu
Yaşamak olur beni sarardı
Bakışlarını tutardım
Ay ışığında gözlerin benim olurdu
Yolun yarısına gelirdik
Soluğun tükenirdi benimkini alırdın
Yolu bitirmek güç gelirdi dururduk
Zaman geçerdi gece geçerdi
Sonra hatırlardım
Duru beyaz bakışların vardı
Ay ışığında gözlerini gördüm
Çırılçıplaktı.