13 Ağustos 2010 Cuma

SOHBET


Bildiğiniz gibi, bir süreden beri “blog”umda videolar yayınlanmaktadır. Önce Rumeli’den Göçler ve Rumeli Şehirleri adlı videolar yayınlandı. Bu videolarda kullanılan ve 19. yüzyıl Rumeli’sini anlatan görsel malzemeler, tamamiyle 1890 ila 1925 yılları arasındaki fotoğraflara dayanmaktadır. Bu fotoğraflarla dönemin siyasal tarihini anlatmaya devam edeceğiz. Ayrıca, Rumeli’deki toplumsal hayatı yansıtan fotoğraflardan oluşan videolarla bölgenin bir de sosyal tarihini anlatmaya çalışacağız.

Bunlardan başka Mehmet Başarır ile İbrahim Öztürk’e ait videolar da yayınlandı. Bugün, benim canlarım olan bu insanların bana bıraktıkları mirası anlatan biyografilerini yayınlıyorum. Umarım, sizler için de ilgi çekici olacaktır.

İbrahim Öztürk benim dedemdi. Alçakgönüllü, hoşgörülü ve sevimli bir insandı. Bir devrin önemli olayına tanıklık etmesine rağmen, bundan kişisel bir çıkar sağlamayı hiç düşünmedi. Ailesi olarak bizler de, onun bu isteğine hep saygı gösterdik.

Beş yıl önce, ailemin tarihini derlemeye ve bir kitap haline getirmeye karar verdiğimde, dedemin hikayesinin de burada yer alması kaçınılmaz olmuştu. Bu kitabı yazdım ve sadece aile üyelerime dağıttım. Ancak, aldığım teşekkürler ve bu kitabın, ailemin dışında da okunmaya değer olduğu yolundaki teşvikler, beni bu hikayeleri yarı belgesel bir roman tarzında yeniden kaleme almaya itti.

Bu videoda yer alan hikaye, dedemin bizlere bıraktığı en büyük mirastır. Bu miras, hiçbir maddi değer ile ölçülemez.

Mehmet Başarır benim babamdı. Çalışmaktan bir gün bile yılmamış bir adamdı. Günde 14 saat, yılda bir hafta tatil yaparak 360 gün çalışırdı. Arada bunalıp, artık çok yorulduğunu, bundan böyle çalışmayacağını söylediği her günün ertesinde sabah saat 6’da işinin başına giderdi.

Samsun’daki ilk amatör fotoğrafçılardandı. Fotoğrafa olan merakı ve sevgisi, onu genç yaşında ülke çapında ödül kazanmaya götürdü. Bugün bize hiçbir değer ile ölçülemeyecek 70-80 yıllık bir fotoğraf arşivi bıraktı. Tozlu albüm sayfalarında kalmış bu fotoğrafları, gün ışığına çıkarmak görevi de bize düştü.

Bu videolar önceki tarihlerde İstanbul Kültür Sanat’ın facebook sayfasında yayınlandı. Şimdi de benim “blog”umda sizlere sunulmaktadır.

Saygılarımla,
Yavuz Başarır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder