11 Ağustos 2009 Salı

BAKIŞ AÇISI

DEĞERİNİN FARKINDA OLMAK

Üniversitede, iktisat hocası sınıfa girmiş. Kürsünün önüne ilerlememiş ve cebinden çıkardığı bir kağıt parayı öğrencilere göstermiş.

-Bu yeni bir 100 lira. Bunu size vereceğim. Kim istiyor?

Sınıftaki herkes elini kaldırmış. Hoca kağıt parayı avucunun içinde buruşturmuş, iyice ezmiş. Ezilmiş, buruşmuş parayı tekrar öğrencilere göstermiş.

-Şimdi kim istiyor?

Yine sınıftaki herkes elini kaldırmış. Bu sefer, hoca elindeki buruşmuş parayı yere atmış. Bir ayağı ile tekmelemiş, diğer ayağı ile üzerine basıp kirletmiş.

-Ya şimdi kim istiyor?

Yine herkes, parayı istediklerini belirtmek üzere elini kaldırmış. Hoca öğrencilerine demiş ki:

-Bu para yepyeni iken onu hepiniz istiyordunuz. Onu ezdim, kırıştırdım, buruşturdum, ama yine hepiniz omu istediniz. Sonra yere attım, tekmeledim, çamurlu ayakkabılarımla üstüne bastım, kirlettim, fakat hepiniz yine de onu istediniz. Çünkü o yepyeniyken de, ezilip burşturulduğunda da, yere atılıp kirletildiğinde, üzerine çamur bulaştırıldığında da 100 liraydı. Ezilip buruşturulması ya da üzerine çamur sürülmesi onun değerini düşürmedi.

Sonra, sözlerinin öğrenciler üzerindeki etkisini ölçmek için kısa bir süre susmuş ve tekrar devam etmiş:

-Siz de böylesiniz. Başkaları sizi kırabilir, incitici sözler söyleyebilir, hatta yere düşebilirsiniz, size çamur atılabilir, ama siz yine aynı sizsiniz. Değerinizin değişmediğini unutmayın. İncitici sözler sizi hedefinizden uzaklaştırmasın. Kendi değerinizin farkında olarak amacınıza yürümeye devam edin. Düşseniz bile, hemen kalkın ve tekrar kaldığınız yerden durmadan, duraksamadan devam edin. Siz değerinizin farkında olduğunuz müddetçe, diğerleri de farkında olacaktır.

Yukarıdaki küçük öyküyü hiç unutmam. Nerede ne zaman okuduğumu unuttum, ama içeriğini hiç unutmam. Değer verdiğim dostlarımla sohbet ederken, ne yapar eder anlatırım. Bugün de sizlerle paylaştım. Gelecek yazıya kadar hoşçakalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder